[give_form id="1787"]
Bizi takip edin

Esen

Berlin’e 2017’de ani bir kararla geldiğimde, en çok hasar alan ve acı veren şey aidiyet duygumun yerle bir olmasıydı.

Göç, bir hafta öncesine kadar lugatımda yokken, bir hafta sonra hayatımın gerçeği olmuştu. Dilini bilmediğim, kimseyi tanımadığım, çiçeğini, böceğini, ağacını, hatta kaldırım taşını dahi yabancı addettiğim, içselleştiremediğim, doyduğum yer değil doğduğum yer diye içime içime avaz avaz ağladığım bu şehirde, Puduhepa derin bir nefes, gözyaşlarımı silen şefkatli bir el, omuzlarımı saran sıcacık bir sal oldu.

Başım her sıkıştığında, müthiş dayanışma ruhunun umut veren nefesini hep hissettim. Her renkten kadının, birbirlerinin ruhuna dokunduğu, uzattığı elini tuttuğu, sırtını sırtına dayadığı, yollarını aydınlatan rengarenk, umut dolu bir gökkuşağı.

Beş yılın sonunda dönüp baktığımda, hasar almış aidiyet duygumun onarılmasını sağlayan, bana güven ve umut veren yer.

Birbirlerini koruyup kollayan, önemseyen ve seven kadınların, “Dayanışma yaşatır” sözüne anlam kazandırdığı, içinde olmaktan mutluluk duyduğum kocaman bir kalp: Puduhepa.