Nergiz Tayali

Ben çok şanslıyım; 18 yıl İstanbul’da yaşayıp Almanya’ya ikinci kez göç ettikten iki hafta sonra Puduhepa ile tanıştım. Alman vatandaşı olmama, dili bilmeme rağmen bu ikinci göç oldukça zordu.

Puduhepa’nın güzel kadınları olmasa bu ilk yıl asla bu kadar kolay geçmezdi. Birbirine bu entegrasyon süresinde her konuda danışmanlık yapan, bulduğu yolu, öğrendiği bir uygulamayı diğerleri ile paylaşarak onlara hayatı kolaylaştıran şahane bir kadın topluluğu.

Kadın olarak taşıdığımız her kimliğimizin bize yüklediği zorluklara bir de göç eklendiğinde ihtiyacımız olan tek şey sadece hukuksal danışmanlık olmuyor tabii. Duygusal dayanışma, anlaşılmak kendini yalnız hissetmemek bu süreçte çok değerli.

Puduhepa şahane kurucuları iyi ki bu şahane kadınları burada buluşturmuş iyi ki birbirimizi bulmamıza aracı olmuş. Puduhepa olmasaydı Berlin, benim bu kadar kısa bir sürede bu kadar evim gibi hissettiğim bir şehir olmazdı.



Jeyan Aslan Kasper

Berlin’e geldiğimde burası benim işin keşfedilmeyi bekleyen yepyeni bir dünyaydı. Bir yandan iyi bir hayatın temellerini atma arzusu ile gördüğüm, duyduğum, dokunduğum her şeyi belleğime çekme arzusu vardı içimde, bir yandan da ilk kez Türkiye dışına çıkmanın verdiği tedirginlik… Bu duygularla tanıştım Puduhepa ile. Ev arkadaşımın kolumdan tutup götürdüğü ilk toplantıda, Türkiye’den bir parça bulmak beni çok mutlu etti. Sonra ise bu yurt parçası kendi ülkesini yarattı. Berlin’de sokaklarda kendimi kastığımı, dişlerimi sıktığımı orada fark ettim, o ortamdaki rahatlamayı yaşayınca gördüm. 

İlerleyen zamanlarda her şeyi sorgulayarak, her adımı emin atarak, her ihtimali değerlendirerek, gerçekten emek vererek büyüdü Puduhepa. Almanya’daki yeni hayatımla ilgili aklıma takılan her soruyu sorabileceğim, kendimi yalnız hissettiğinde konuşacak birilerini bulabileceğim bir yer oldu. Nasıl bir insan olmak istediğime karar vermeme yardımcı olan, bunun pratiklerinde deneyim kazanmama ortam sağlayan yine Puduhepa oldu. Artık sokaklarda bu dernek sayesinde tanıştığım muhteşem insanlar selam vererek yürüyorum. Burada olduğum için çok şanslıyım. 



 

Gülşah Alışık Sezgin

Almanya da büyümüş ve okumuş biri olarak, 16 yıl İstanbul’da yaşayıp çalıştıktan sonra tekrar Berlin’e dönmek benim için hiç kolay olmadı. Hem de annem, babam, kardeşlerim ve yeğenlerim bu şehirde yaşadığı halde.

İçinden kopup zamanında Türkiye’ye göçtüğüm toplumun yabancısı olmuştum.

Bol hüzünlü ve göz yaşlı bir dönemden sonra yollum Puduhepa ile kesişti.

Kocaman bir Puduhepa ailesi bana kucağını açtı. Benzer düşünen, benzer hisseden, benzer sıkıntılar yaşayan kadınların entegrasyon sürecinde birbirine destek olma esası üzerine kurulmuş olan Puduhepa bana yurt oldu.

Almanya’daki işleyişler, haklar ve sorumluluklar konusunda bilgilendirme ve dayanışma dışında duygusal dayanışma çok önemli bir faktör.

Gündelik hayata dair paylaşımlarımız ve organizasyonlarımız göçümüzün varış noktasında bize ışık oluyor.

Puduhepa kadının gücünü ve enerjisini ortaya koyan muhteşem kadınların bir araya geldiği bir topluluk.

Belma Bağdat

2017’de Berlin’e ilk geldiğimde çok şaşkın olduğumu hatırlıyorum.  Ani kararla ailece gelişimiz, ne yapacağımızı, nereden başlayacağımızı bilmiyor oluşumuz… Donanım ve deneyimlerin sıfırlandığı, her şeye sil baştan başlamak zorunda kaldığımız, yani sudan çıkmış balık misali çırpındığımız bir dönem oldu benim için, bizim için, çoğu yeni gelen için… Hak mücadelesi ve sivil toplum örgütlenmelerinde edindiğim 20 yıllık tecrübe hemen beni örgütlü hareket etmeye, örgütlü dayanışmaya yönlendirdi. İyi ki de öyle yapmışım! Muhteşem kadınlarla girdiğimiz bu yolda tahminimin üzerinde kadına ulaştık, tahminimin üzerinde hızla ve başarıyla ilerledik. „Yeni gelenlere destek olmamız lazım“ motivasyonu ile hareket ederken, meğerse ben, yeni kurmak zorunda olduğum hayatıma, PUDUHEPA sayesinde tutunmuşum. Aynı dili konuşabildiğim, aynı duyguyu paylaşabildiğim, varlıklarını ve desteklerini hep yanımda, önümde, arkamda, sağımda, solumda hissettiğim olağanüstü kadınlar topluluğu.

İyi ki varsınız!

Tuğba Kıratlı Spriewald

Puduhepa, bilinçli ve duygulu bir kadın örgütlenmesidir. Bu biraz da benim hikayem aslında.

Bir kadın başka bir ülkede başka bir şehirde onun gibi hisseden diğer kadınları kaç günde bulabilir? 1 ay ya da en kısa 15 günde? Ben 4 günde buldum. Berlin’e yerleşmemizin dördüncü gününde İstanbul’dan Ankara’dan hatta Isparta’dan tanığım, orda tanıştığımda sanki çok uzun zamandır kol kola dolaştığım kadınları buldum. Aynı kaybetmişlikleri, aynı hezeyanları yaşayan ve öfkesi olan kadınlar… Kaybedilen değerleri, statüleri, rolleri omuzlarında getirmiş eve tıkıştırılmaya çalışan kadınları.

Değil ona ait bir odası, ona ait olan ülkesini yitirmiş kadınları. Öfke bizi biraya getirdi, korku bizi güçlendirdi, bir yerde hem yapa yalnızlığın soluğu hem de sıkışmışlığın bunaltısı.

Zor oldu üstesinden gelmek, üstesinden gelindi mi? Hayır. Düşüp yükselmeler hala var, bağırıp sarhoş olmalar sürecek. Ama biz kendimizi ararken birbirimizi bulduk, adımıza Puduhepa dedik, geri döndük köklerimize, bizi ayrıştıran her şeyden uzağa sadece toprağa döndük, bize liderlik edecek bir yol gösterecek kadını bulduk, adını bilsinler istedik…

Puduhepa hala çok genç, her genç gibi inişlerini yoğun, çıkışlarını savuşturarak yaşıyor, ama güçleniyor, öğreniyor, hala gözlerini tüm yorgunluklara inat kocaman açıyor, varmaya çalışıyor Berlin’e. Puduhepa kadınları, bu sefer oldurmaya değil, olanı tırnaklarıyla almaya çalışıyor. İstiyoruz ki daha çok olalım, duyulup bilinelim.

 

Esen Acarer

Berlin’e 2017’de ani bir kararla geldiğimde, en çok hasar alan ve acı veren şey aidiyet duygumun yerle bir olmasıydı. 

Göç, bir hafta öncesine kadar lugatımda yokken, bir hafta sonra hayatımın gerçeği olmuştu. Dilini bilmediğim, kimseyi tanımadığım, çiçeğini böceğini ağacını hatta kaldırım taşını dahi yabancı addettiğim, içselleştiremediğim, doyduğum yer değil doğduğum yer diye içime içime avaz avaz ağladığım bu şehirde, Puduhepa derin bir nefes, gözyaşlarımı silen şefkatli bir el, omuzlarımı saran sıcacık bir sal oldu. Başım her sıkıştığında, müthiş dayanışma ruhunun umut veren nefesini hep hissettim. Her renkten kadının, birbirlerinin ruhuna dokunduğu, uzattığı elini tuttuğu, sırtını sırtına dayadığı, yollarını aydınlatan rengarenk, umut dolu bir gökkuşağı.

Beş yılın sonunda dönüp baktığımda, hasar almış aidiyet duygumun onarılmasını sağlayan, bana güven ve umut veren yer.

Birbirlerini koruyup kollayan, önemseyen ve seven kadınların, „dayanışma yaşatır“ sözüne anlam kazandırdığı, içinde olmaktan mutluluk duyduğum kocaman bir kalp Puduhepa.